Vüs’at O. Bener’in “Anlaşılmayan” Hikâyesi Üzerine Bir İnceleme

Özet: Çağdaş Türk edebiyatının ve 1950 kuşağının etkili yazarlarından olan Vüs’at Orhan Bener, 1957 yılında yayımladığı Yaşamasız adlı hikâye kitabıyla yeni bir dil yaratmıştır. Sözü edilen kitabında bulunan “Anlaşılmayan” hikâyesi ilk kez Ağustos 1954 tarihli Seçilmiş Hikâyeler dergisinde yayımlanır. Vüs’at O. Bener “Anlaşılmayan” hikâyesi ile yenilik arayışlarını sürdüren, okuru metne dahil etme çabası olan bir tutumla bireyin anlaşılmazlığını, kaygı ve takıntılarını hastane düzleminde okuyucuya aktarır ve bilinç akımı tekniğiyle psikolojik bir görünüm çizer. Bu çalışmada, Vüs’at O. Bener’in hikâyeciliği hakkında kısa bir bilgi verildikten sonra sözü edilen kitabındaki “Anlaşılmayan” hikâyesi, anlatıcı ve bakış açısı, içerik ve kişiler kadrosu, dil ve üslûp başlıkları altında ele alınacaktır.

Anahtar Kelimeler: Çağdaş Türk edebiyatı hikâyecileri, Vüs’at O. Bener, Anlaşılmayan hikâyesi

Devamı için: https://www.academia.edu/resource/work/123895901

Vüs’at O. Bener-Dam Öyküsü İncelemesi


Dam öyküsünde anlatıcı, kahraman-anlatıcı figürüdür. Bakış açısı tekildir. Öykü, benmerkezli anlatım biçimiyle sunulmuş. Kerim tarafından anlatılır. Bu durum, bireyi ön plâna çıkarır. Birey kendi bunalımını, çıkmazını anlatır. Ben-anlatıcı sınırlı bir bakış açısı verse de öykünün realitesini güçlendirir. Ayrıca yalın anlatımın tercih edilmesi, Kerim ve Naci’nin iç dünyalarını daha görünür hale getirmiş.


       Öyküdeki temalar anlamsızlık, sıkıntı, suç işleme, saldırganlıktır. Merkezî kişi Kerim’dir. Olayları o anlatır. Kerim, yuvarlak bir karakterdir. Karakterizasyon çizimi, açıklama yöntemiyle değil dramatik yöntemle yapılmış. Bu durum aynı zamanda 1950 Kuşağı Öyküsünün modernist atılımlarından birisidir.


       Birinci metin halkasında Kerim, karşı evin damını onaran adamı izlerken çok samimi olmasa da senli-benli olduğu arkadaşı Naci’yi görür ve onu eve çağırır. Naci, canının sıkkınlığından, annesinin huysuzluğundan bahseder: “Cidden patlıyorum. Alışamadım gitti bu kasabaya.” İşte bu bunaltı, mekânla uyumsuzluk öyküdeki içeriğin değiştiğinin göstergesidir. Sıkkınlık, hiçliği ve anlamsızlığı beraberinde getirir. Naci bunaltısını anlatadururken Kerim, damda çalışan adamın düştüğünü söyler Naci’ye ve fakat onu kandırmıştır. Kerim’in bu kötücül eylemi onun sıkıntısından kaynaklanıyor.


       İkinci metin halkasında Naci…

(Bu yazının eksiksiz metni için bkz.: Samet Polat, Edebiyatın Katmanlarında: Şiir, Kurmaca ve Düşünsel İzler, ss. 58–61)

https://odkitap.com/edebiyatin-katmanlarinda-siir-kurmaca-ve-dusunsel-izler-samet-polat/